azra-peyzaj
315177819_5
ponpon-limon-servi
azra-peyzaj
315177819_5
ponpon-limon-servi

Çam Ağacı

Özet

Son yıllarda park-bahçe tanzimlerine ağırlık verilmesi ile dış mekan süs bitkilerine olan ilgide artmıştır. Artan talebe karşılık ülkemizde yeterli sayıda süs bitkisi yetiştiricisinin olmaması ve kaliteli üretim miktarlarının kısıtlılığı nedeniyle ihtiyaçların çoğu yurtdışından fidan ithalatı ile karşılanmaktadır.

MAVİ LADİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Son yıllarda park-bahçe tanzimlerine ağırlık verilmesi ile dış mekan süs bitkilerine olan ilgide artmıştır. Artan talebe karşılık ülkemizde yeterli sayıda süs bitkisi yetiştiricisinin olmaması ve kaliteli üretim miktarlarının kısıtlılığı nedeniyle ihtiyaçların çoğu yurtdışından fidan ithalatı ile karşılanmaktadır.Ülkemiz?de mavi ladin en çok Park-bahçe düzenlemelerinde gösterişli görünümünden dolayı çok tercih edilmektedir. Mavi Ladin fidanı da gösterişli görünümünden dolayı ithal edilen fidanların en başında gelmektedir.
Son yıllarda da ülkemizde vatandaşlarımız tarafından Mavi Ladin fidanının değeri anlaşılmış olup; yüksek miktarlarda çıplak köklü Mavi Ladin fidanı üretimi yapılmaktadır. Yapılan üretim çalışmalarının çoğu bilinçsiz ve fidan yetiştirme tekniğinden uzak bir halde olup bu çalışmalar her gün artan üretici sayısıyla daha da çoğalmaktadır.
Üretilen çıplak köklü Mavi Ladin fidanlarının sayılarının fazlalığı yanında park-bahçe tanzimi çalışmalarında kullanılacak kaplı boylu-formlu Mavi Ladin fidanı üretimi sayısı yok denecek kadar azdır. Hal böyle iken bu duruma bir dur demek ve üretici kitlesini bilinçlendirmek ve ekonomiye katkıda bulunmak bizim için bir görev olmuştur.

Picea pungens

Mavi Ladin Birleşik Amerika Devletinde Kaya dağlarında, Utah ve Kolorado?da doğal olarak yetişir. Buralarda 3300 metre yüksekliğe kadar çıkmaktadır.
Yetişme ortamı bakımından büyük bir isteği yoktur. Kuru, asidik ve hafif rutubetli topraklarda iyi yetişir. İyi drenajlı kumlu balçık topraklarda optimal gelişim gösterir.
Donlara dayanıklıdır. Hava nemi az olan yerler ile güneşli yerlerde iyi gelişir. Soğuk hava şartlarına dayanıklı olup (-40 dereceye), kara içi iklimlerin hakim olduğu yerlerde iyi uyum sağlar.
Gençlikte yavaş, 8-10 yaşından sonra hızlı büyür. Maximum 20-50 m boy yapar. Işık-yarıgölge ağacıdır. Başlangıçta piramidal sonraları sütunumsu tepe yapar. Tepe çapı 6-8 m?dir. Sığ ve yayvan kök sistemi geliştirir. Mavi Ladinin yeşil yaprakları 2-3 cm uzun, 4 köşeli, sert ve batıcı, mavimsi-boz yeşil veya gümüşi-beyaz olup radial diziliştedir. Mavi renk soğuk iklimde daha belirgindir. İbrelerdeki mavi renk elle oğuşturulunca çıkar. Vejetasyon döneminde mavi renk çok belirgin hale gelir. Soğuk-kurak iklimlerde mavi renk ılıman bölgelere nazaran daha bariz olarak ortaya çıkmaktadır. 2.1.5.4- GÜBRELEME:
Kaliteyi arttırmak, standartta uygun fidan üretmek için gerektiğinde gübreleme yapılmalıdır. Gübrelemenin doğru bir şekilde yapılabilmesi için yetiştirme ortamının özelliklerinin bilinmesi gerekir. Bunun için gerekli olan yetiştirme ortamının içeriğindeki bitki besin elementlerinin miktarlarını bildiren detaylı bir toprak tahlil raporudur. Tahlil sonucunda mevcut duruma göre gübreleme rejimi uygulanmalıdır.
Yapılan araştırmalar sonucunda bitkilerin çeşitli organlarında 60 element olduğu tespit edilmiştir. Bu elementlerin başlıcası olan 9 element makro element olarak toplanır. Bunlar C(Karbon), H(Hidrojen), O(Oksijen), N(Azot), P(Fosfor), S(Kükürt), K(Potasyum), Ca(Kalsiyum), Mg(Magnezyum) dur. 7 adet element ise mikro element olarak gruplandırılmıştır. Bunlar Fe(Demir), Zn(Çinko), Cu(Bakır), Mo(Molibden), B(Bor), Cl(Klor),Mn(Mangan)dır. Bu elementler bitkinin yaşaması ve gelişmesi için zaruri olanlardır. Makro ve mikro besin elementlerinin bitki yetişme ortamında yeterli miktardan noksan veya fazla bulunduklarında bitkinin gelişmesi ve yaşaması olumsuz etkilenir.
Bitkiler dış görünüş ile tespit edilen bitki besin elementi noksanlık belirtilerini noksanlığın son safhasında gösterir. Bitki beslenmesinde besin elementlerinin alımını büyük ölçüde belirleyen ortamın pH değerleri elementin varlığından daha önemlidir. Bitkiler pH değerini ibrelilerde 5.0-5.5 değeri arasında olmasını ister yüksek ve alçak değerlere sahip ortamlar yarattıkları basınç ile bitkilerin besin alımlarını etkileyerek bitki gelişmesine etkilerde bulunurlar. Bitki besin elementlerinin alınmasını pH yanında yetişme ortamının fiziksel özellikleri ve suyun durumu da belirler. Fiziksel özellikleri bozuk bir ortam kök yapısının gelişmesini engelleyeceği gibi köklerin ihtiyacı olan hava almasını da engelleyecek ve mevcut besin maddeleri yüksek basınçla bağlandığından elementlerin varlığı önemli olmayacaktır. Suyun kalitesi ve miktarı bitki gelişmesini etkileyen ana faktörlerdendir. Bitki su ile besin elementlerinin naklini sağladığı gibi bununla hücre içerisindeki basınç dengesi sağlayarak ayakta durur. Bunun yetersizliği bitkiyi strese sokar ileri aşamalarda ise ölüm gelir. Fazla su da ise ortamın fiziksel özelliklerini bozarak köklerin hava almasını engelleyerek bitkinin gelişmesini engeller bununda ileri safhaları kök ölümünü ve ardından bitki ölümünü getirir.
Bitkiler besin elementi noksanlık belirtileri şu biçimde kendini gösterir;
1- Çimlenmeden sonra ilk gelişme döneminde gelişmenin durması
2- Fidanların ileri düzeyde bodurlaşması
3- Gelişmenin değişik dönemlerinde çıkan tipik yaprak belirtileri
4- Kök yapısında olan değişiklikler
Bu belirtilerin görülmesi halinde yetiştirici ortam, su, yaprak örnekleri alarak ve bunların tahlillerini yaptırarak eksikleri belirlemeye çalışır. Bu tahlillerden ortam ve su tahlillerinin çalışmalara başlamadan yapılmış olması yetiştirici için doğru bir uygulama olacaktır. Yapılan çalışmalar sonucunda yetiştiricinin ortam üzerinde başlangıçta yapacakları ile etkili ve başarılı olduğu görülmüştür. Fakat devamında ortama verilen kötü niteliklere sahip su ile fidan yetiştirmenin mümkün olmadığı veya çok maliyetli olduğu görülmüştür.
Besin elementlerinin eksikleri halinde bitkilerin yapraklarında gösterdikleri belirtiler
1-Azot (N) noksanlığı : Noksanlık belirtileri yaşlı yapraklarda ve ibrelerde görülmektedir. Yaşlı yapraklarda ve ibrelerde klorofil azalmasından dolayı yaprak ve ibre uçlarından başlayarak düzenli olarak açık yeşil ve giderek sarı(Kloroz) bir renge döner. Noksanlığın devam etmesi ile sararma taze yapraklara doğru devam eder. Noksanlığın şiddetlenmesi halinde yaprakta kahverengi benekler veya yaprağın bir bölümünün kahverengiye dönüşmesi belirtileri görülür. Azot noksanlığı bitkinin kök gelişmesini ve saçaklanmayı engeller, bunun yüzünden bitki bodurlaşır. Vejejatif büyüme dönemi kısalır, bitki erken olgunlaşır. Azot noksanlığı Fe, S,Ca belirtilerine benzer ama bu elementlerin eksiklik belirtileri yeni yapraklardan başlar. Azot fazlalığı gövde-kök dengesinde gövde hacmini arttırarak kök aleyhine dengeyi bozar. Azotun fazla olması bitkinin soğuklardan ve donlardan zarar görmesini arttırır. Bunun nedeni azotlu gübrenin kullanımında bitki bünyesinde su tutma özelliğine sahip suda çözünür azotlu bileşiklerin miktarı artar ve bitki bünyesinde kuru madde miktarı az, su miktarı yüksek olan hücreler oluşur. Su içinde kuru madde miktarı az olunca bitkinin yaprakları zarar görür. Azot fazlalığı alt yapraklarda sarma ile kendini belli eder. Dengesiz bir şekilde yapılan azotlu gübreleme bitki yapraklarının gevşek yapılı ve yaprak adedinin normale oranla daha fazla ve daha iri yapraklar meydana getirmesine neden olur.
2- Fosfor(P) Noksanlığı: Bu element noksanlığında da yaşlı yapraklardan başlayıp genç yapraklara doğru ilerleyen noksanlık belirtileri görülür. Kirli maviye çalan, koyu yeşil bir yaprak rengi görülür. Yapraklarda , yaprak damarlarında ve yaprak sapında sık sık görülen renk kırmızı ile erguvan arasında bir renktir. Fosfor bitkinin kök yapısının gelişmesini ve meyve oluşmasını arttırır. Bitkinin erken sürgün vermesini yani tomurcuk patlatır. Daha sonra yaşlı yapraklardan başlayarak yapraklar yeşil-kahverengi ve giderek siyahın tonlarını alması ile kurumalar başlar.
3- Potasyum (K) noksanlığı: Noksanlığında yaşlı yaprakların ucundan başlayarak genç yapraklara doğru artan şekilde başlangıçta sarı-kırmızıdan kahverengi-kırmızıya kadar değişen renk farklılıkları görülür Bunu izleyen dönemlerde grimsi kahverengi, kırmızı kahverengi ve koyu kahverengi renkler görülür. Ardından yaprakların ölümü gelir. Potasyum noksanlığı bitkinin su alımını da engeller. Bu sebepten fidanda yapraklarda mevcut su miktarı düşeceğinden alt yapraklarda kurumalar ve üst yapraklarda sarkmalar görülür. Potasyum bitkinin dokularının daha sıkı yapılı olmasını sağlamak suretiyle donlara ve soğuklara dayanıklılığını arttırır, terleme yolu ile su kaybının azalmasına neden olur. Eksiklik halinde bitki donlardan dışarıdan gelecek zararlılara karşı zayıf kaldığından daha kolay etkilenecektir. Bitkinin böcek ve mantar zararlarına karşı direncini arttırır.
4-Magnezyum(Mg) noksanlığı : İbrelilerde yaşlı yapraklardan başlayan sarı veya altın sarısı oluşumlar şeklinde kendini gösterir. Yapraklı ağaçlarda yaprak damarları yeşil damar aralarında ise sararmalar görülür. Şiddetli noksanlık halinde ise sararan alanlarda renk kahverengiye döner. Yapraklar sert ve gevrek olur. Erken dökülür.
5- Kalsiyum (Ca) noksanlığı : Bitkilerde Ca noksanlığı büyüme ucu tomurcuklarının gelişmemesi ile kendini gösterir. Belirtiler buradan yaşlı dokulara doğru ilerler. Bitki kökleri en fazla zarar gören bölümdür. Bitki büyümesinde duraklama görülür. Hücre duvarlarında çökme sonucunda dokular sertliklerini kaybederler. Genç yaprakların kenarlarından başlayarak soluk beyazımsı yeşil renge değişir. Noksanlığın ileri aşamalarında gelişmemiş sürgün uçları ölür. Yaprak kenarlarında kahverengi leke ve benekler oluşur.
6- Mangan(Mn) noksanlığı: Genç yapraklarda görülür. Mangan noksanlığında yaprakların ana damarlarının tümü yeşildir. Genç yapraklarda başlayan kloroz yaprağın ağ ve mozaik şeklinde bir görünüm almasına neden olur. Daha sonra bu yerler sarı lekeli nekrozlar görülür. Kök gelişmesi azalır.
7- Kükürt(S) noksanlığı : Kükürt noksanlığında bitkinin genç yapraklarında eksik belirtisi görülür. Noksanlığında bitkinin taç büyümesi köklerden daha fazla zarar görür. Genç yapraklar açık sarımtrak veya yeşil bir renk alır. Bu renk değişimi yaprak damarlarında da görülür.Damarlardaki sarılık daha fazladır. İleri safhalarda sarılık yaşlı yapraklara doğru ilerler. Genç yapraklarda başlaması halinde diğer belirtiler Azot noksanlığına başlar.
8- Demir(Fe) noksanlığı: Genç yapraklar sarımsı yeşil, limon yeşili veya sarımsı beyazdır ve ana damarlar yeşil renktedir. Yaprak sapları ince ve kısa olur. İbrelerde ise genç sürgün ve ibreler tamamen sarı bir görüntü alır. İleri safhalarda yaprak kenarlarında kahverengi nekrozlar oluşur. Zamanla bu ölü lekeler tüm yüzeyi kaplar.
Kireçli alkalen topraklarda veya asit reaksiyonlu topraklarda bitkilerde aşırı sulamadan dolayı Demir eksikliği belirtileri görülür.
9- Bakır(Cu) noksanlığı : Eksiklik belirtileri ilk önce genç yaprakların uçlarında görülür. Yaprakların damarları arası solgun yeşil veya açık sarı olup yaprak yüzeyinde çok sayıda sarımtrak beyazdan kahverengi sarıya kadar lekeler görülür. Yapraklarda şekil bozuklukları görülür. İbrelerde spiral şeklide kıvrılır veya aşağıya doğru kıvrılarak pendula formu alır. Uçlarda başlayan ölümler bitkiye çatı görünümü verir.
10- Bor(B) noksanlığı: Genç yapraklar şekilsiz, biçimsiz olup bükülmüş normalden küçüktür. Eksikliğin artması ile büyüme uçları ölür. Uç tomurcuklar ve gövde kahverengi siyaha dönerek ölür.
11- Çinko(Zn) noksanlığı : Bitkilerde en çok rastlanan eksiklik bu elementte görülür. Genç sürgün uçlarında küçük yaprakların bir araya toplanması ile rozet görüntüsü oluşur. Yapraklarda benekler oluşur. Renk sarı, fildişinden beyaza kadar değişir. Damarlar yeşildir.Genç sürgünler, uçtan başlayarak kurur. Yapraklar olgunlaşmadan dökülür. Kök büyümesi sınırlıdır.GÜBRELEME REJİMİ
Kimyasal gübreler toprak tahlil raporlarında belirlenecek esaslara göre kullanılmalıdır. Rasgele kullanılacak kimyasal gübreler fayda yerine zarar getireceğinden bu konuda çok dikkatli olmak gerekir.
Azotlu gübreler hemen vejetasyonun başlangıcında bir kısmı ve vejetasyonun ortasında bir kısmı verilmek suretiyle fidanların azottan en iyi istifade etme imkanı sağlanmış olur. Fosforlu gübrelerin sonbaharda kullanılması tavsiye edilmekte ise de son yapılan araştırmalara göre fosforlu gübrelerin ilkbaharda kullanılmasının daha yararlı olduğu anlaşılmıştır.
Çimlenmiş Mavi Ladin fidelerine Temmuz ayı ortalarında ikinci sürgüne geçmeye başladıklarında 15:15:15 NPK kompoze gübre verilmesi uygundur. Fidan sıraları arasına metrekareye 50 gr olacak şekilde toprak yüzeyine fidana değmeyecek şekilde gübre serpilir. Çapa yaparak gübrenin toprağın 5 cm derinine karıştırılması daha faydalı olmaktadır. Çapadan sonra sulama yapılmalıdır. 1+0 yaşlı mavi ladin fidelerine 1 sefer gübre yeterlidir. 2+0 Mavi Ladin fidanlarına birincisi Mayıs ayında %21 N veya 20:20 NP gübresi, ikincisi Temmuz ayında 15:15:15 NPK gübresi metrekareye 70 gr olacak şekilde çapalama suretiyle verilir. Toprakta yeterli besin maddesi yoksa veya gelişiminin hızlandırılması için yaprak gübresi verilmesi önemlidir. Vejetasyon başlangıcında önce makro element akabinde mikro element üresi yapraktan doğrudan doğruya verilebilir. Bu işlem köklerin uzun zamanda aldığı elementin %20 oranı kadar elementin çabuk alınmasını sağlar. Uygulama haftada bir kez olmak üzere 40 cc yaprak gübresi 10 lt suya karıştırılarak 2 ay süre ile uygulanabilir.Aynı zamanda bu uygulama sırasında yaprak gübresi Bakır içermeyen diğer mantar ve böcek ilaçları ile karıştırılarak verilebilir. Kaplı ve repikajlı fidanlarda topraktaki besin elementi durumuna göre Nisan ayında 15:15:15 NPK gübresi , Mayıs ayında %21 N veya 20:20 NP gübresi fidanın büyüklüğüne göre 50-100 gr/adet verilebilir. BUDAMA
Mavi ladin fidanlarında ilk beş yıldan sonra budama önemlidir. Budama alt kuru dalların uzaklaştırılması, şekilsiz sürgünlerden son yıl uç sürgünlerinin dipten kesilmek suretiyle veya dondan zarar görmüş uç sürgünlerin uzaklaştırılması olabilir. Budama duruma göre 2-3 yıl yapılabilir. Fidana koniklik kazandırmak önemlidir.